Boşanmaya Dair Hususlar
1. Boşanma davası ve kararı
a) Boşanma davası yeri:
Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının, Almanya’nın Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun (Internationales Privatrecht) 13. ve 14. maddesi gereğince, Alman Mahkemeleri önünde Türk yasalarına göre boşanabilmeleri mümkündür.
Türkiye’de ikametgahı bulunmayan Türk vatandaşlarının boşanma davaları, ikamet ettikleri ülke mahkemesinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde, Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması halinde ilgilinin oturduğu yerin, Türkiye’de oturmuyorsa Türkiye’deki son ikametgahın bulunduğu yerin mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir Mahkemelerinden birinde görülür.
Eşlerden birinin Türk olması halinde de Türkiye’de boşanma davası açılması mümkündür.
b) Boşanma kararı ve tenfiz:
Boşanma kararı Alman mahkemesi tarafından verilmiş ise, kararın Türkiye’de geçerli olabilmesi için, Türkiye’de şahsen veya avukat aracılığı ile tenfiz davası açılması gerekir. Tenfiz davası yeni bir boşanma davası değildir. Yabancı mahkeme kararının Türk hukuku bakımından uygulanabilmesi amacıyla Türk mahkemesince tanınmasıdır. Tenfiz davasının açılacağı mahkeme, yukarıda değinilen esaslara göre belirlenir.
Vatandaşlarımızın Almanya’da boşanıp ilaveten Türkiye’de tenfiz davası açma külfetinden kurtulmaları bakımından boşanma davasını doğrudan Türkiye’de açmaları tavsiye olunur. Türkiye’de boşanılması halinde, boşanan taraflar ya da taraflardan biri Alman vatandaşı ise Türk mahkemesi kararının bu defa Almanya’da tanıtılması gerekir.
Evli iken Alman vatandaşlığına geçen çiftlerin Türkiye’deki nüfus kayıtları kapanmış olduğu ve kapalı kayıtlı nüfuslarda herhangi bir değişiklik yapılamayacağı cihetle, bu durumdaki şahısların Alman vatandaşları olarak Almanya’da boşanmaları yeterlidir. Bunların boşanma kararını Türkiye’de tenfiz ettirmelerine yasal olarak imkan bulunmamaktadır.
c) Türkiye’de tenfiz için gerekli işlemler:
- Boşanan taraflardan en az birinin halen Türk vatandaşı olması gerekir.
- Alman mahkemesince verilmiş boşanma kararının kesinleşmiş olması, yani kararda temyiz sürecinin tamamlandığını veya temyiz için tanınan sürenin dolduğunu gösteren ‘Rechtskraftvermerk’ bulunması gerekir.
- Eyalet Mahkemesinden (Landgericht) Apostil (Apostille) alınması zorunludur
- Üzerinde ‘Rechtskraftvermerk’ ve Apostil bulunan kararın, yetkili Başkonsolosluğumuzca veya Türkiye’de noterlikçe tanınan bir yetkili/yeminli tercüman tarafından Türkçe’ye tercüme edilmesi gerekir. Bu tercümenin Almanya’da Başkonsolosluk tarafından, Türkiye’de ise noterce onaylanması gerekir.
d) Çocukların velayeti (Sorgerecht):
- 18 yaşından küçük çocuk sahibi çiftlerin boşanmaları halinde mahkeme çocukların velayetini sadece anneye veya babaya verebileceği gibi, Türk hukukuna bağlı olarak çocukların velayetinin anne ile baba arasında paylaştırılmasına da karar verebilir. Örneğin, iki çocuktan birinin velayeti anneye, diğerininki babaya verilebilir. Aynı durum Alman hukukuna göre de mümkündür.
- Boşanma kararında velayete ilişkin bir hüküm bulunmaması halinde çocukların velayeti, tıpkı evlilik sürecinde olduğu gibi, müştereken anne ve babaya ait olacaktır. Alman hukukunda da çocukların velayetinin boşanan anne ve babaya ortak olarak bırakılması mümkündür. Bu halde çocuğun anne veya babanın yanında kalmasına mahkeme karar verebilir (Aufenthaltsbestimmungsrecht).
- Öte yandan, boşanma olmadığı halde eşlerden birisi velayet davası açarak çocuklarının velayet hakkını üstlenebilir.
- Boşanma ya da velayet davası sonucu çocukların velayeti konusunda Alman Mahkemelerinde alınmış kararların Türkiye’de geçerli olabilmesi için bu kararların da tenfiz edilmesi gerekmektedir. Bu durumdaki vatandaşlarımıza mahkeme kararının apostil şerhi alınmış örneği ve onaylı Türkçe tercümesiyle şahsen veya bir avukata vekalet vermek suretiyle Türkiye’de tenfiz davası açmaları tavsiye edilir.
- Velayet kararına konu olan çocukların 16 yaşından küçük olmaları halinde, bu kararın tenfizi için ikinci ve daha kısa bir yol bulunmaktadır: Almanya ve Türkiye’nin taraf bulunduğu
Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velayetinin
Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velayetinin Yeniden Tesisine İlişkin Avrupa Sözleşmesi uyarınca, 16 yaşından küçük ve Türk vatandaşı olan çocukların velayet haklarını kapsayan Almanya’da alınmış velayet kararlarının ülkemizde tanınması/tenfizi için merkezi makam olan Alman Adalet Bakanlığına başvurulması mümkündür. Velayet kararlarının Türkiye’ye bizzat gidip dava açmak ya da bir avukat tutmak zorunda kalınmaksızın tenfizini mümkün kılan sözkonusu Sözleşmede tenfizi talep edilecek mahkeme kararlarının hangi koşullarda red edileceği açıkça belirtilmiş olduğundan, usulüne uygun tenfiz taleplerinin taraflara ilave tebligata ihtiyaç duyulmadan çok kısa bir süre içerisinde tamamlanması öngörülmektedir. Sözleşme metninin incelenmesinden, ilgili vatandaşlarımızın doğrudan doğruya Adalet Bakanlığımıza da başvurma imkanı bulunduğu görülmektir. Ancak postada meydana gelebilecek aksaklıklara, eksik evrakla yapılabilecek başvuruların yol açacağı zaman kaybına ve genel olarak karışıklığa meydan verilmemesi bakımından, Almanya’da mukim vatandaşlarımıza başvurularını Alman Adalet Bakanlığının adres bilgileri aşağıda kayıtlı Bonn’daki ilgili birimine yapmaları tavsiye edilmektedir.
Adres:
Bundesamt für Justiz Zentrale Behörde für internationale Sorgerechtskonflikte
Adenauerallee 99-103
53113 Bonn
Tel: 0228/99410-5438
E-mail: int.sorgerecht@bfj.bund.de
e) Çocukların pasaport işlemleri için muvafakaname düzenlenmesi:
Boşanma veya çocukların velayetine ilişkin mahkeme kararlarının Türkiye’de tanıtılması zaman alan bir süreç olduğundan, tenfiz süreci tamamlanana kadar çocukların pasaport işlemleri için her iki eşin de imzası gerekmektedir.
Çocuk sahibi eşlerin boşanmaları veya ayrı yaşamaya başlamaları halinde, çocuklardan ayrı yaşayan eşin Başkonsolosluklarımıza müracaat ederek veya Almanya’da herhangi bir noterliğe başvurarak diğer eşi çocukların 18 yaşına gelecekleri güne kadarki pasaport işlemleri bakımından yetkili kılması mümkündür. Bu amaçla düzenlenecek bir muvafakatname, boşanma ya da velayet kararının tenfiz edilmesini bekleme zorunluluğunu ortadan kaldıracak ve çocukların pasaport işlemlerinin süratle tamamlanmasına hizmet edecektir. Muvafakatname sadece çocukların pasaport işlemleri bakımından geçerli olur ve eşlerin çocuklar üzerindeki velayet hakları bakımından herhangi bir değişiklik ya da kısıtlama getirmez.
f) Nafaka:
Nafaka talep eden tarafın ihtiyaç veya boşanma nedeni ile hayat standardı kaybı içinde olması, nafaka talep edilenin de ekonomik olarak nafaka ödeme gücünün bulunması gerekir. Genel olarak çalışmayan kişi için net aylık gelirin 770 Euro’yu, çalışan için de 890 Euro’yu aşması gerekir. Alman mahkemelerince nafaka tesbitinde, ‘Düsseldorfer Tabelle’olarak bilinen cetvelden yararlanılmaktadır.
Yeni bir yasa değişikliğine göre çocuk nafakası eşe ödenecek nafakaya göre öncelik taşımaktadır. Gelir durumuna göre öncelikle çocuğa nafaka ödenmesi gerekmektedir. Çocuğa gerekli nafaka ödenebiliyorsa ikinci adım olarak eşe nafaka ödenmesi öngörülmektedir.
g) Boşanmada eşler arasında mal rejimi:
Türk hukukunda da, Alman hukukunda da, evlilik süresi içinde edinilmiş kişisel mallar dışındaki mallar (Zugewinngemeinschaft) eşler arasında pay edilir.
h) Emeklilik hakları denkleştirmesi (Versorgungsausgleich):
Alman mahkemeleri, şartları mevcut ise, talep üzerine, boşanma davası sürecinde eşler arasında yaşlılık aylığı denkleştirmesi yapar. Türk hukukunda emeklilik denkleştirmesi mevcut değildir.
i) Maddi ve manevi tazminat:
Türk hukukuna göre boşanmadan dolayı maddi ve/veya manevi tazminat talep edebilmek için kusur şartı aranır ve bu nedenle de maddi ve/veya manevi zarar meydana gelmiş olması gerekir. Ayrıca talep edenin, evliliğin sona ermesi bakımından kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekir.
2. Boşanmanın oturum hakkına etkisi
a) Oturum izninin sona ermesi:
Evlenmek suretiyle aile birleşimi ile Almanya’ya gelen eşin evlilik birliği, gelmesinden itibaren iki yıldan önce son bulursa, almış olduğu evlilik oturum izni de sona ermekte ve Almanya’yı terk etmek zorunda kalmaktadır.
b) Oturum izninin devam etmesi:
Ancak, bazı istisnai durumlarda (diğer eşin ölmesi, geri dönüşün çok ağır sonuçlar doğuracak olması, çocuk bulunması ve geri dönüşün çocuk için ağır sonuçlar yaratması gibi), iki yıllık süre dolmasa da oturum izni uzatılabilir.
Evlenmek suretiyle aile birleşimi ile Almanya’ya gelen eşin evlilik birliği, gelmesinden itibaren en az iki yıl geçmesinden sonra sona ererse, oturumu, evlilik nedeninden bağımsız ikamet izni şeklinde bir yıl uzatılır.
c) Avrupa Birliği Hukuku oturum hakkı
Aile birleşimi kapsamında Almanya’ya gelen Türk vatandaşları, Almanya’da kesintisiz olarak en az bir yıl çalıştıklarını belgelemeleri halinde, evlilik birliğinin en az iki yıl sürmesi şartı yerine getirilmese dahi, 1/80 Sayılı Türkiye-AB Ortaklık Konseyi Kararının (OKK) 6. Maddesi uyarınca, şahsi çalışma ve oturma izni almaya hak kazanırlar.